Bu blogu açalı altı yıl oluyor. Son zamanlarda yazmayı aksatsam da, paylaştığım yaratıcı işlere yorum yazarken yazılarımın alt metinlerinde genelde aynı şey oluyordu: Kurumsallığın sıkıcılığı, baskılanan yaratıcılığa atıf ve biraz da özeniş. 2012 yılında yazdığım Süreya’dan Kafka’ya Güçler İşler yazımda, yaptığım sıkıcı işin avuntusunu Darphane müdürü Cemal Süreya ve sigortacı Kafka’nın yaratıcılığında aramışım. Yazmak çok mucizevi, kendine dışarıdan tanık olmanın en saf hali. 2012 yılında yani üç sene önce yazdığım, hezeyan dolu yazıyı okuduğumda o an neler hissettiğimi hatırladım. Bir gün konforlu alanımdan çıkmak üzere bir yazı yazıp önce şehir sonra ev sonra da iş değiştirdim. Sonra konforlu alanımdan tamamen çıktım ve Tezgahçılar doğdu. Hikaye şöyle, Bikafalar’ın kurucularından Bora…
ÖNE ÇIKAN YAZILAR |
Office Man
Ron Fricke‘ın yönettiği Samsara’nın içinde geçen bir bölüm Office Man performansı. Bu vurucu işi özellikle pazartesi sendromunuz için paylaşıyorum. Kurgusuz, spiritüel versiyonu için ise buna göz atın ve sanatçı Oliver de Sagazan’a hayran olun!
Akbank Sanat ile Marcel Broodthaers Sergisi’nde Buluşuyoruz!
Belçikalı şair, heykeltraş, film yapımcısı ve sanatçı Marcel Broodthaers’ın işlerinin sergilendiği Sözcükler, Nesneler, Kavramlar sergisi Akbank Sanat’t açıldı. 20.yüzyılın en önemli sanatçılarından olan Broodthaers, 40 yaşına kadar sadece şiir ile ilgilenmiştir, satmayan Pense-Bête şiir kitabının 50…
Sırbistan Gezi Notları: Atlayın gidiyoruz!
Thomas More ve ütopyasını okudunuz mu bilmem. En sevdiğim kitaplardan biri olmasına neden olan bir şey yapıyordu More ütopyasında, dünyevi değeri çok olan, birçoklarının taptığı ama hiç bir manevi değeri olmayan altın ve pırlantayı değersizleştirmek için…
Çağdaş Sanat ve Seviciliği
Haftada birkaç etkinliğe gidiyorum. Özellikle hafta içi iş çıkışları. Güzel bir oyun, iyi bir resim görmek ya da müzik bana yaşadığımı hissettiriyor. Aksi halde boğulacak gibi oluyorum. Benim sanatla ilişkim bu yüzden oldukça pragmatik, bana…
“Her”
İnsanların başka insanların varlığına olan ihtiyaçlarının kaynaklarını ya fark etmiyoruz ya da görmezden geliyoruz. Sizi yanında isteyen, varlığınıza ihtiyaç duyan insanlara “neden ben?”diye sormayı hiç düşündünüz mü? Sizin etrafınızdakileri bilmem ama, pek çok insan, etrafındaki insanları…
Yaratıcılığın Kökeni
Anne ve babalarımızla ya da işyerindeki patronumuzla bir türlü kesiştiremediğimiz hayat tarzlarımız ve algı biçimimize sosyologlar şöyle bir açıklama getirmişti: x ve y kuşağı çatışması! 1980 öncesi doğan kuşağa x, 1980 sonrası doğan kuşağa y kuşağı…
Brezilya Olmak: We are all Sao Paulo!
Bundan yaklaşık kırk gün önce bir sabah Twitter’dan (evet gazeteden önce Twitter’a göz atmayı o zamandan alışkanlık eden biri olarak) Gezi Parkı’ndaki ağaçların sökülmek istendiğini öğrendim. O an bir flashback’le geriye dönüp, Taksim Metrosu çıkışı Gezi…
Tahammül Sanatı
‘Yürürken nereye gittiğinizi unuttuğunuz oluyor mu? Ya da çok anlamlı görünen bir işi yaparken bir an durup peki bundan sonra dediğiniz? Bir önceki durakta iniyoruz, alarmı kalkış saatimizden yarım saat öncesine kuruyoruz, hayatımız hep garantili. Kalabalığın…
Sina Demiral’dan Corpse Bride Serisi
Sina Demiral, 1982 Diyarbakır doğumlu. İtü İşletme Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra İstanbul’da kalıp, çektiği fotoğraflarla ve adına yaptığı sergilerle İstanbul’a ilan-ı aşk etmiş; İstanbul da ona beklediği karşılığı vermiş. Zamanla bu karşılıklı aşk meyvelerini vermeye başlamış, Sina İstanbul fotoğrafları değil ama portre ve moda çekimleri yapmaya devam etmiş ve çok da başarılı olmuş. Çeşitli dergilerde fotoğraf editörlüğü ve freelance fotoğrafçılık deneyimlerinden sonra birgün kuzeninin arkadaşının düğününü fotoğraflamasını istemişler, kırmamış. O günden bu yana da düğünlerin vazgeçilmez fotoğrafçılarından biri olmuş. 2010 yılında tam da böyle bir organizasyonda tanıştıktan sonra Sina Demiral’ın birbirinden etkileyici fotoğraflarına şahit oldum ancak öyle bir seri yaptı ki, bu seri beni tam kalbimden vurdu. Corpse…