Dünya Gençlik Kongresi’nin ikinci günü. Onlarca konuda, onlarca workshop var. 12.00-13.30’da oldukça ilgimi çeken bir tanesine dahil oldum.
“Self Awareness to build a stronger self”
Hintli eğitmen Vaibhav Mathur, odaya girdi ve hadi aşağıya iniyoruz dedi, biz delegeler ne yapacağımızı bilmeyerek aşağıya indik. Ne yapacağımızı sorduğumuzda, kural yok, istediğiniz yöntemle verdiğim topu havada kalacak şekilde birbirinize atın dedi. Voleybolla karışık birşeyler yaptık, ortaya komik görüntüler çıktı.
Odaya döndüğümüzde sorduğu soru basitti: Biz bunu neden yaptık? Odada yaklaşık 15 milletten insan vardı ve çok farklı sonuçlar çıktı. İlgimi çeken ise kimisinin oyunun kuralsız olmasından korkması ve kendini savunmak için toptan kaçmak istemesi, kimisinin bir voleybol oyunu kadar keyif aldığını söylemesi, kimisinin ise kimin ne yapacağını bilmediği için oynamak istememesiydi. Bunun tamamen kişisel bir oyun olduğunu söyleyen de vardı. Aslında çok basit bir oyundan çıkan sonuç şaşırtıcıydı.
Sonraki aşamada, aynı uygulamayı “zayıf” yönlerimiz için yapmamızı istedi. Öğrendim ki, insanlar nereden geliyor olursa olsunlar zayıf yönlerini başkalarına daha rahat anlatabiliyorlar. Bu maddelerin tartışılması ilkine göre daha akıcıydı.
Bu kadar basit bir yöntemle insana dair bu kadar çok şey öğrenilebileceğini görmek şaşırtıcıydı. Yaratıcılık sanırım tam da bu.