Facebook kullanıcı davranışları çok ilgimi çekiyor son zamanlarda. İlgisizler, ilgisiz gözükenler, paylaşımcılar, günde birkaç kez profil fotoğrafını değiştiren kızlar (ciddi psikolojik sorunluları olduğunu düşünüyorum), sosyal medya aktivistleri ya da başka değişle klavye delikanlıları.. Şu klavye delikanlısı tamlaması bana ait değil, facebook hesabı olup da ilgisiz grubunda olanların sosyal konularda paylaşımda bulunan- dert yananlara atfettikleri söz öbeği. Bu tartışılabilecek bir konu, uzaktan ahkam kesmek kolay diyenler sosyal medyada yazılanların işe yaramadığı ve yazanların sorunla “şeklen” ilgili olduğunu kanısında. Diğer taraftan bakarsak neye göre işe yaramak ya da yaramamak? Buna kim karar veriyor?
Bir de pragmatistlik derdinde olmayan, “böyle birşey var ” diyenler var. Tahminimce facebook’un sayıca en büyük grubu bu grup.
Dikkatimi çeken şeylerden biri de, bu yıl geçen 3 senede olmadığı kadar ciddi bir örgütlenme olduğu. Hadi 10 Kasım’da profilleri Atatürk fotoğraflarıyla donatıyoruz çağrıları cidden işe yarıyor ve milyonlarca kişi bu çağrıya uyuyor. Pür Atatürk sevgisi taşıyanları bir tarafa bırakıp, bu hareketin aynı zamanda şuanki iktidara karşı yapılan bir güç gösterisi olduğunu da varsayarsak işin içine Şerif Mardin’in de deyişiyle mahalle baskısı girdiği de öngörülebilir: tarafını seç!
Facebook’da beğenmeme butonu olmaması konusunundan da bahsetmek istiyorum ama daha fazla tespit yapmadan yazıyı burda sonlandırmalıyım. Türklerdeki tespit hastalığı da bir başka konu olsun 🙂
Not: Bunlar tamaaamen subjektif ve her an değişebilir düşüncelerdir (yazar burda kendime kıvırma payı bırakıyor) ve blogun diğer yazarlarını bağlamaz.
4 Yorum
"yamukprenses"
15 Kasım 2010 at 13:27ahahaha yazarken kıvırmaya başlamışsan şimdiye çoktan fikrin bi 5 kere falan daha biçim değiştirmiştir.
hem orda olmanın iyi bişeylere neden olabileceğine inanan burçak'la, zaman zaman "ne işim var benim burda ya!" diyen burçak epey daha çekişirler(:
burçak yıldırım
15 Kasım 2010 at 19:52ya aslında kıvırmak değil de, yazının sonuna geldiğimde insanları kategorilere sokan bir ahkamcı gibi mi oldum acaba endişesi yaşayıp yumuşatmak istedim. misal günde birkaç kez profil fotoğrafı değiştiren gerçekten arkadaşlarım var ve muhtemelen bu yazıyı okudular.
ne işim var burda ya dan çok bunlar benim arkadaşım mı yahu?! dediğim oldu. herkes referandum zamanı olmaktan korktuğum ahkamçılara dönüştü ve ileri giderek kendinden olmayanlara "aptal,düşünemeyen ve köylü kafalı" dediler. bunlardan biri en yakın arkadaşlarımdan biriydi ve de!!
o yüzden birdahaki seçimlerde katil olmadan facebookta olmayacağım 🙂
facebookun benim için zararından çok yararı oldu şimdilik prenses, daha önce de demiştim di mi bunu sana 🙂
ne yazdım ama yaa!!
"yamukprenses"
16 Kasım 2010 at 15:40tamam peki kızma, ama hak vermemek söylediklerine elde değil! o kadar insanın aynı anda aynı yerde olmaları ve onları pek bir yakından tanıma şansını böylesine ucuza bulmak onların sevimsiz taraflarını da ortaya döküyor malesef…
burçak yıldırım
16 Kasım 2010 at 15:44aşkolsun kızmadım ya:( işte böyle bundan korkuyorum, yazdıklarımdan alınan çok oluyor. üslubumu değiştirmeliyim, deniyorum da 🙂
bu arada sen nerelerdesin? blogunu hiç güncellemiyorsun, ne yapmaktasın? merak ediyorum seni.