• Anasayfa
  • /
  • 5. Dünya Gençlik Kongresi Başlıyor!

5. Dünya Gençlik Kongresi Başlıyor!

Son günlerde Dünya’nın dört bir yanındaki gençleri sardığı gibi beni de heyecan sardı. Daha önce 99’da Hawai’de, 2003’te Fas’ta, 2005’te İskoçya’da ve 2008 Kanada’da yapılan etkinliğin ev sahibi bu yıl Türkiye!!

Tüm Dünya ülkerinden 1100 genç yarın Yıldız Teknik Üniversitesi Kampüsü’nde toplanıyoruz ve iki hafta sürecek kongreye start veriyoruz.

Kongre’de neler yok ki, atölyeler, tematik work shoplar, kültürel etkinlikler, yetenek gösterileri, İstanbul’da tarihi gezi.. Tabii bu kongre sadece eğlenceye yönelik değil ama benim aklıma nedense önce bunlar geldi 🙂 Siyasetçiler, aktivistler, eğitmenler, bürokratlar, politikacılar, sanatçıların katılımlarıyla biz delegeler kafa kafaya verip daha iyisi için ortak akılla çözüm yolları üretmeye çalışacağız.
Ben genç gazeteci olarak orada olacağım ve etkinliği yetişebildiğim kadar, anı anına fotoğraflarla bloga aktaracağım. Etkinlik sadece İstanbul sınırları içinde değil, farklı kıtalardan gelen gençler Marmara Bölgesi’nde farklı illere dağılıp bölgenin ve şehrin sorunlarına çözüp bulacağız, yeri gelirse okul tamir edip çevre düzenlemesi yapacağız.
Bu organizasyona mart ayında başvurduğumuzdan bu yana, 1000’i aşkın genç facebook grubunda geri sayım yapıyor. Oldukça önemli bir kongre olmasına rağmen ulusal basın gereken önemi vermiyor, umarım kongre başladıktan sonra gereken yapılır.
Ben iki hafta boyunca, hem etkinlikleri hem de öğrendiğim kültürleri bloga yazmaya çalışacağım. Geç duyurdum ama umarım görür ve takip edersiniz.
(Bu arada medya ve gazetecilik sorunlarıyla ilgili ufak bir sunum yapacağım, fikri olan n’olur yazsın, birkaç günüm daha var)
Görüşmek üzere..
Detaylı bilgi için resmi site şurası.

2 Yorum

  • oğuz

    30 Temmuz 2010 at 22:29

    medyanın herşeyden evveLa; özgünLük ve özgeLik sorunu vardır kanımca. zira; keLime anLamı iLe 'ara buLan,aracı oLmak'* oLan esasLı ve en zaruri görevini yerine getirebiLmesi için medya ve organLarının görevLerini, ır ve us gemLerini kendi eLLerinde buLundurabiLmesi gerekir.
    Güdümü, gütmek istedikLerini maksatLıca kötü ve sömürü yoLLarına itmek isteyen dış mihrakLarın eLinde oLmayan bir medyadan söz ediyorum yani. Medya,içgüdüsü iLe hareket etmeLi medya oLmanın-yani arayı buLmaLı- bunu yaparken de çetrefiLi boL, yoLu çöL oLan bir istikametten geçme zaruriyetini de ihtiva eder makus taLihinde. bunun kaderi medyanın ortaya çıkışından beri yazıLıydı eLbette, Lâkin her geçen yıL dem koymaktadır üstüne, bu da aşikâr.
    NeyLersin ki; insanLar arasında kaLmakLa ömrü geçen bir organdan,kavramdan bahsediyorsak; en temeL sorun kaynağı insandır zaten.. insana dair tüm sorunLar,kimi doğrudan ve kimi doLayLı, etkendir medyanın cebeLLeştiği hengameLere. Önce insandan başLamaLı yani medyanın sorunLarını gidermeye..
    1 örnek verecek oLursak; medyanın en başta da beLirttiğim ve en esasLı gördüğüm sorunLarından bir tanesi de özgün oLamamak..
    Türk Medyası, diye bir kavram yaratamamak yani.. bizim insanLarımıza has bir media* yaratamamışız.. geriden geLmiş herşey bize, uyum sağLamak zorunda bırakıLmışız, sindirmeye çaLışırken yeni öğünLer koymuşLar tabağımıza.. iştahtan, ağzımızı şapırdatmaktan, ne yediğimizi çözmeye çaLışmaktan.. tadını çıkaramamışız yani..
    medyadan nasibimizi aLamayışımız da bundan.. sersemken tepemize dikiLmişLer, gösteriLdiği gibi oLmaya çaLışırken; özgünLüğümüz daha ortaya çıkamadan madara oLmuşuz..
    ha, bunu aşmak mı ? özgün* oLmak için ne kadar dinç ve dik kaLan insanımız varsa; bunu başarma ihtimaLimiz de o kadardır diyemem beLki ama; bu özgünLüğü karanLık medyayı aydınLatmaya bir o kadar mum yakabiLiriz diyebiLirim..