Buralar ağ mı tutmuş ne?

Bloga bir hafta sonra ilk kez bugün bakabiliyorum. Bloglar için sanal, geçici ve herkesin her şey hakkında atıp tuttuğu yerler denilse de, buna kesinlikle katılmıyorum. Hani gazeteyi sırf onu okumak için aldığınız yazarlar vardır, okuyamadığınız zamanlarda merak edersiniz neler düşündüğünü, gördüğünü, yazdığını benim için takip ettiğim bloglar da böyle. Üstelik çoğu yazar halkın içindeyim mavalları okusa da yazıların alt metinlerinden genellikle elitizm akıyor.
Üsten bakmakta beis görmeyenlerden hiç bahsetmiyorum zaten. Sibel Arna türünün ilk örneği değil ne yazık ki.

Biz blog yazarları olarak mükemmel bir tatil geçirdik. Normalde deniz-kumsal-güneşlenmek triosu benim için “tatil” anlamına gelmiyordu. Sonra günlerden birgün “Only English Speaking Camp” ilanını gördüm ve olaylar gelişti. Bir hafta boyunca her saate çok eğlenceli birçok aktivitenin doldurulduğu kampta inanılmaz eğlendik. Bu eğlence de birbirinden komik, sevimli ve dopdolu eğitmenler Alex, Sky ve Adrienne’ında çok katkısı var!
Tüm kamp boyunca Türkçe konuşmak yasaktı dolayısıyla ortaya kendi adıma komik durumlar çıktı 🙂

Geziler de oldu, özellikle Efes gezisinde ilgi çekici birkaç detay vardı. Bu bloga ilk müdehaleden sonra, fotoğraflarla yeniden döneceğim efendim.

1 Yorum